Hiç üşenmeden art arda yazdık; ‘Beşiktaş, Valerien İsmail’in istiap haddini çok aşar’ diye… Jean Tigana’nın Valerien İsmail’in Beşiktaş’a futbolcu olarak mı geldiğini sorarak ‘ti’ geçtiğini de aktardık, lakin ciddiye alan olmadı. Bunun içindir ki, “Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Beşiktaş’ta kim, kimi pataklar bilemem ama eninde sonunda bir şeyler olacağı gün gibi ortada! Beşiktaş şu anda tarihinin en kötü yönetimine, (Fikret Orman’dan sonra) en kötü teknik kadrosuna ve ne yazık ki en kötü kalecisine (Jaroslaw Bako’dan sonra) sahip. Hepsi bir araya gelince de ‘Tahtadan tüfek keçi bokundan fişek’ oluveriyor durum…

Tüm bu olumsuz bileşenlerin yanında başka bir sorun daha mevcut Beşiktaş’ta. Futbolcular oynama istemlerini yitirmiş durumdalar. Bunun nedeni, çabalamayan sadece oynuyormuş gibi görünmek için sahada boş deparlar atan Dele Alli’ye ödenen rakam olmasın? Öyle ya Beşiktaş’ın yükünü sırtlayanlara ödenen, İngiliz oyuncunun aldığı rakamın yarısı kadar. 1 koyup 10 alma ütopyasının sona erdiğini kabul etmek istemeyen “Ahmet Nur Çebi, ‘akıl hocasını’ biran önce değiştirmeli” diyeceğim ama bu saatten sonra değiştirse ne olacak? Devre arasında Dele Alli’yi transfer ekmek isteyen kulüp Beşiktaş’a diyecek ki “Biz tüm maaşını ödeyemeyiz yarısını siz ödeyin.”

Uzun ettik her zamanki gibi… Beşiktaş maçın 31. saniyesinde bulduğu golle Hatay deplasmanında 1-0 öne geçti. Ardından da 2 gol yiyip yengiye hasret kaldı, yandaşlarını da kahretmeye devam etti.

Oynama istemini yitirenlerin başında gelen Josef de Souza maçtan sonra demiş ki, “Kendimizden utanmamız lazım.” Tek başına elinden geleni yapmaya çabalayan Valentin Rosier neden utansın ki? Utanması gerekenler kendilerini gayet iyi biliyorlar!

Valerien İsmail’in oyuna Dele Ali ve Salih Uçan ‘orta sahası’ ile başlaması ‘Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir’ deyişi ile tamamen örtüşmüştü zaten. Fransız teknik adamı kimse ikaz etmedi mi? Beşiktaş kötü futbol oynadığı dönemlerde dahi sonuç getirmese bile kanatlarını kullanan bir takımdı. Beşiktaş’ta ne orta saha, ne de kanatlardan kale içine yapılan ortalar kaldı. Georges-Kévin Nkoudou’yu oyunda tutuyorsun Jackson Muleka’yı yedek kulübesine çekiyorsun. Bu hatayı amatör takım çalıştıran teknik direktör yapmaz. Yönetimin ‘kurtarıcı’ olarak transfer ettiği Cenk Tosun, E-5’de kaza yapan araçları çekmeye giden kurtarıcının sürücülüğünü yapabilir. Ancak Beşiktaş’ın sıradan lig maçları dışındaki golcüsü olamaz! Şayet gol yollarında bireysel beceriye sahip olsaydı zaten onu geri göndermezlerdi… 1.96 boyundaki Wout Weghorst için ne demeli? Takım arkadaşları maç boyunca 4 kez topu tam kafasına yolladılar sonuç? Beşiktaş’ı yine birileri kandırmış! Ersin Destanoğlu genç, henüz yolun başında üzmemek gerekli ama Ersin üzülmesin diye de Beşiktaşlılar ağlamamalı!

Ancak Ahmet Nur Çebi ve Valerien İsmail bundan böyle kesinlikle Beşiktaşlıları kandıramayacak. ‘Tahtadan tüfek keçi bokundan fişek’ devri Hatayspor yenilgisiyle sona erdi…

Asena ÖZKAN / T24

Çok mu abarttım? Hiç sanmıyorum zira Beşiktaş – Fenerbahçe derbisi yerine Sadri Alışık’ın ‘Ofsayt Osman’ filmini izleseydim hem daha keyifli dakikalar geçirirdim hem de futbol izlence tutkum körelmezdi ve de daha az ‘ofsayt’ pozisyonuna tanıklık ederdim…

Kötü Beşiktaş, kötü Fenerbahçe… Sanırım önce kulüp başkanlarına sormalı; milyon dolarlar harcayarak batırdığınız kulüplerin takımlarının ve başlarına getirdiğiniz teknik adamlar bunlardan ibaret mi? Yılmaz Vural’ın suçu ne? Karın tokluğuna çalışmaya arzulu oluşu mu? Takımları mevcut teknik direktörlerinden daha kötü oynatması olası mı? Bir takım bundan daha kötü nasıl oynatılabilir ki? Sen arka sıradaki orta boylu yanıt ver! Tısss…

Balkanlarda sıradan ikinci lig maçı mı izledik yoksa adı ‘Süper’ olan ligdeki derbi mücadelesini mi? Üstüne üstlük en ‘değerli’ kadroları… Fenerbahçe’de sadece Enner Valencia gerisi olsa da olur, olmasa da. Beşiktaş’ın durumu ise vahimden de öte… 8 oyuncusu İngiltere Premier Ligi’nde gelmiş, bana göre; teknik direktöre gerek bile yok. Kendi aralarında taktik belirleyip saha çıksalar çok daha becerili olacaklarından kuşkum yok. Ama olmaz çünkü futbol hiyerarşisinde köprü başındakiler gelenden paylarını alacaklar! Başarı asla kıstas değil. Hatta bazıları sahaya sürecekleri kadroları başkanlarına danışmak zorunda!

Uzun ettik! Laf aramızda geçenlerde birisi Jean Tigana’ya demiş ki; “Beşiktaş’ta Valerien Ismael’in geleceği pek parlak değil.” Fransız teknik adam yanıt vermiş, “O futbolu bırakmadı mı?” Hikâye bundan ibaret…

Beşiktaş’ın bir Fenerbahçe derbisinde bundan daha kötü futbol oynadığını anımsamıyorum, ki Fenerbahçe için de geçmişteki farklı yenilgilere karşın aynı şey geçerli. Bir yanda Valerien Ismael diğer yanda Jorge Jesus… Ahhh Yılmaz Vural ahhh!

Beşiktaş’ta Romain Saiss ile Tayyip Talha dışında kim ne oynadı? Bir de Rachid Ghezzal’ın oyuna girmesinin ardından kendine gelen Valentin Rosier… Belli ki Dele Alli futbol oynamaya değil bir huzur almaya gelmiş İstanbul’dan. Ama bizler ‘köylü kurnazlığına’ sahip ‘cin gibi’ bireyleriz üstelik her birimiz! İngilizlerin kurtulmaya çalıştığı futbolcudan ‘kurtarıcı’ olmasını bekleriz. Daha çok beklersiniz!

Neyse ki gazeteler öldü internet medyası doğdu. Yoksa bu futbol, bu futbolcular ve bu teknik adamlar için harcanacak kağıda, matbaa mürekkebine, dağıtım elemanlarına yazık olurdu…

Asena ÖZKAN / T24

Öylesine baskılı, öylesine hücuma yönelik futbol sergiliyor ki Beşiktaş benzeşleri ile aynı ligde mücadele ettiğine inanmak güç.

Gedson Fernandes dışında aksayan (ya da hayal kırıklığı yaşatan) oyuncu yok. Hepsi birbirini tamamlıyor ve baskının şiddeti her geçen dakika artıyor. 3 gol buluyor ve yengiyi ilk yarıda büyük oranda garantiliyor. Ne eleştirecek sistem ne de oyuncu mevcut…