Fark yaratmak

Kerem Eymür, GundemBesiktas.com için yazdı.

Fark yaratmak
A+
A-
16 Aralık 2020 15:48

Üst üste kazanılan Başakşehir, F.Bahçe ve Kasımpaşa maçlarından sonra camiada şampiyonluk sesleri yükselmeye başladı. Medyada maç bazında yorumculuk yapan arkadaşlar, Beşiktaş’ı yere göğe sığdıramadı. Beşiktaş oyuncu yapısı olarak, baskılı ve oyunu rakip yarı sahaya yıkabilen bir takım değil. Beşiktaş geniş alan bulduğunda, hızlı oynayarak sonuca gidebilen oyunculardan kurulu bir takım. Bu nedenle üzerine gelen takımlara karşı, iyi konsantre olduğunda sonuca rahat gidebiliyor. Kazanılan Başakşehir ve F.Bahçe maçlarında bu açıkça görüldü. Bu durumu sadece bizler değil, rakip takım hocaları da farkına vardığından, Beşiktaş’ın üzerine tabir yerindeyse ailecek gidip, Beşiktaş’a boş alan bırakmak istemiyorlar. Bunu da kanatları kapatarak, o bölgelere hızlı oyuncularını koyarak gerçekleştiriyorlar. Kapalı savunmaları aşmak için şut özelliği olan, araya oynayan yaratıcı oyuncular gereklidir.

Kasımpaşa maçının ilk yarısında pozisyon üretmekte zorlanan Beşiktaş, Aboubakar’ın kenardan kişisel gayreti ile getirdiği bir toptan golü buldu. İkinci yarıda rakip on kişi kalınca, kolaylıkla sonuca gitti. İstatistikler yalan söylemez. İşte bu yüzden Beşiktaş, öne geçtiği maçları kaybetmiyor. Sorun Beşiktaş’ı öne geçirebilecek ilk golü bulmakta.

Aboubakar topu ileride tutabilecek, servis yapabilecek ve kenardan ortalara kafa vurabilecek, kısacası kaleye arkasını dönüp, oynayabilecek tipik bir piyot santrafor değil. Aboubakar, kaleyi karşısına aldığında ve boş alan bulduğunda, çok etkili olabilen, futbolda striker olarak adlandırılan santrafor tipinde bir oyuncu. Onu pozisyona sokabilmek için defansın arkasına, ve araya oynamak, Aboubakar’ın boşalttığı yerlere golcü özelliği olan oyuncuları sokmak gerekir. Ancak Larin’de, Atiba’da araya oynabilecek, adam eksiltebilecek, kapalı savunmaları aşacak şut özelliğine sahip oyuncular değil. Bu durum oyunun kanatlara yığılmasını sağlıyor. Oradan gelen şişirme toplar ile Beşiktaş’ın kapalı savunmaları aşması zor olduğu gibi, dönen toplar savunmada eksik yakalanmasını ve rakibe pozisyon verilmesini sağlıyor. Aboubakar, F.Bahçe ve Kasımpaşa maçında 2 kafa golü attı. Ancak pozisyonlara baktığınızda, bu kafa vuruşlarını vururken, bom boş kalmış ve hiç kimse onu rahatsız etmemişti.

Bu nedenle Aboubakar’ı besleyebilecek, onun koşularına cevap verebilecek, şutör özelliği olan 10 numara diye tabir ettiğimiz bir orta sahanın, Ocak ayı transfer döneminde alınması şarttır. Ancak böyle bir oyuncu bulmak kolay olmadığı gibi, mevcut bütçenin bunu kaldırabileceğine de ihtimal vermiyorum. Daha önce yapılan panik, sırf transfer yapmak için yapılan ucuz oyuncular da Beşiktaş’a çare olamaz.

O zaman yapılacak tek şey, mevcut kadro içerisinden bir 10 numara yaratmak olmalıdır. Layiç’ten ve Oğuzhan’dan bu takıma fayda gelmeyeceği artık belli olduğundan, burada iş yine Sergen’e düşüyor. Çok iyi bir sol ayağa ve oyun görüşüne sahip, Ghezzal’ı çizgiye yapıştırmak yerine, forvet arkası deneyebilir. Zira Alanyaspor maçında, ortaya geldiğinde, nasıl pozisyona girip, kaleci ile karşı karşıya kaldığını gördük.

Larin’de ısrar ettiği kadar, biraz da Güven Yalçın’da ısrar etmesi kişisel görüşümdür. Adam eksiltebilmesi, çabukluğu, her fırsatta kaleyi düşünmesi, dikine oynayabilmesi ve kaleyi gördüğü her yerden vurabilmesi ile, Güven’den iyi bir forvet arkası oyuncusu çıkabilir.2007 yılında F.Bahçe’nın hocası olan Zico’nun, forvette dökülen Brezilya’lı David’i nasıl forvet arkasına çektiğine ve David’in nasıl bir anda yıldızlaştığına hepimiz şahit olmuştuk. Sadece oyunda değil, oyuncu üzerinde de fark yaratabilen Teknik Direktörler büyük Teknik Direktörlerdir. Sergen’in bu denemeleri yapması ve mevcut durumda takım içerisinden bir 10 numara yaratması gereklidir. Bu denemeler ve hamleler yapılamaz ise kapanan her takım karşısında Beşiktaş pozisyona girmekte zorlanır. Her oyuncu her maçı maksimum performans ve tutku ile oynayamaz. Kötü oynadığı maçları kazanmak fark yaratır ve bir takımı şampiyon yapar. Büyük takımların en büyük özelliği, kötü oynadığında da kazanabilmesidir. Bunu da fark yaratabilen oyuncuları ile yapar.

Bir hafta da 3. Maçını oynayan, son 2 maçını kaybetmiş, düşüşte olan, moralsiz Alanyaspor maçını kazanabilseydik, en az 9 puan kazanmış ve rakiplerimizin moralini iyice bozmuş olacaktık. Üç önemli oyuncusu olmayan, önceki iki maçını kaybetmiş, bir haftada 3.maçına çıkan eksik ve moralsiz Alanyaspor’un, ilk yarıda Beşiktaş’a sadece bir pozisyon verdiğini gördük. Bundan sonra Beşiktaş’a karşı hemen hemen tüm takımlar böyle oynayacaktır. Bu yüzden Sergen’in takım içerisinde başka arayışlara gitmesinde fayda olacaktır.

Alanyaspor maçında VAR hakeminin, orta hakemi nasıl bozduğunu ve zorla penaltı vermeye zorladığını herkes gördü. Penaltı kararının tam bir skandal olduğu hepimiz tarafından aşikar. Orta hakemin vicdanı rahat olmasa gerek ki, sarı kartı olan Rosie ‘nin tüm atılma çabalarına rağmen, oralı olmayarak, Beşiktaş’ı bir de 10 kişi bırakmak istemedi.

Hakem hataları, VAR olayının ülkemizde amacı dışında kullanılması, başta Beşiktaş olmak üzere pek çok takımın mağdur olmasına yol açıyor. Sergen, Alanyaspor maçından sonra ki konuşmalarında ve serzenişinde yerden göğe kadar haklıydı. Bu duruma kimse bir şey diyemez. Ancak hakemler ile çok uğraşıp, kendisinin ve takımının konsantrasyonunu bozmaması gerekir. Zira bu tutum oyuncular üzerinde negatif etki yaratıp, onları saha içerisinde gereksiz agresifliğe sürükleyebilir. Bu durum zaten kırılgan olan oyunumuzda telafisi olmayan hasarlar bırakır. Bundan sonra Sergen’in bu eleştiri dozajını iyi ayarlayacağına ve bu vesile ile oyuncularının etkilenmesine izin vermeyeceğine yürekten inanıyorum. Tabi Sergen, güzel üslubu ile hakemler hakkında konuştuktan sonra, artık Sn.Çebi’nin Sergen’in üzerine demeç verip, hakemleri eleştirmemesi gerekir. Bunun Beşiktaş’a ters teptiği ve daha büyük hakem hataları ile yüz yüze bırakıldığı, geçmiş tecrübeler ile sabittir.

Ocak ayı transfer döneminde, kilit açabilecek tarz bir oyuncu bulmak zordur. Zira takımlar mevcut iyi oyuncularını kolay kolay Ocak ayı içerisinde elden çıkarmak istemezler. Maç trafiğinin tüm Avrupa da hiç olmadığı kadar sıkışık olması, takımların sakatlıklar ile beraber bir de bu Covid 19 belasıyla uğraşması, takımların çok iyi paralar verilmediği müddetçe, oyuncularını kolay kolay bırakmamalarına neden olacaktır. Geriye takımları ile problem yaşayan, kafasında o takımı bitirmiş, başka bir takımda yeni bir macera ve çıkış aramak isteyen, Layiç tipinde oyuncular kalır. Bu oyuncularında Ocak ayında gelip, yararlı olması büyük bir şanstır. Bu nedenle transferde öncelik, tecrübeli bir kaleciye, hızlı bir stopere ve bulunabilirse, Aboubakar’ın rahatlatabilecek,kafa toplarında etkili, kaleye arkası dönük oynaya bilen bir piyot santrafor olmalıdır. Tabi öncelik, kadroda yer açmak adına, Sergen’in oynatmayı düşünmediği oyuncuları bir an evvel elden çıkarmaktır.

Oyunu ve oyuncuları okumak, mevcut oyuncuların fark yaratabileceği pozisyonları fark ederek, onlardan daha fazla verim elde etmek, kısacası fark yaratmak bir teknik adam becerisidir. Çok kariyerli ve kaliteli oyuncuları alacak bütçemiz olmadığından, Sergen’in takım içerisinde, bu işi çözmesi ve Beşiktaş’a karşı kapanan takımların ezberini bozup, muhtemel puan kayıplarının önüne geçmesi fark yaratacaktır.

Kerem EYMÜR

ETİKETLER:
YORUMLAR

  1. Anonim dedi ki:

    Dikkatiniz için çok teşekkür ederim Sinan Bey
    Bir daha o şekilde kullanacağımdan emin olabilirsiniz.
    Sevgiler