İtalyan işi

Kerem Eymür, GundemBesiktas.com okurları için yazdı.

İtalyan işi
A+
A-
6 Ağustos 2020 14:40

İtalyan işi deyince aklıma oldum olası hep iki şey gelir. Birincisi yemek, ikincisi futbolda ki defans kurgusu.

Yemek derken sadece pizzaları ya da makarnaları kastetmiyorum. Ellerinde ki yetersiz malzemelerle yaptıkları ve dünya mutfağına kazandırdıkları bir sürü yemekten bahsediyorum. Bu yemekler savaşlar dolayısıyla yaşadıkları kıtlıktan ve yoksulluktan, ellerindeki az malzemeler ile yoktan var ettikleri yemekler.

Beşiktaş’ın şuan içinde bulunduğu durumu, yokluk zamanlarında ellerindeki az malzemeyle bir sürü güzel yemekler çıkarmaya çalışan İtalyanlara benzetiyorum. Aşçı koltuğunda, futbolculuk zamanında yoktan var eden ve olmadık muazzam işlere imza atan Sergen var. Beşiktaş camiası bu yokluk ve kıtlık döneminde ondan az malzeme ile İtalyan işi muhteşem menüler hazırlamasını bekliyor. Belki menüler muhteşem olamayacak ama en azından yenilebilir olması camia açısından çok önemli.

Sergen çok zeki bir teknik adam. Bu menüleri, mutfakta İtalyan işi ile hazırlarken, bunun sunumu da diğer İtalyan işi olan ünlü defans kurgusuyla bizlere servis edecektir. Bunun az da olsa izlerini son haftalarda yaşadık. Futbolda baskılı oynamak, topu karşı tarafa yıkmak için kalite şarttır. Sergen gerek elindeki mevcut oyuncu kalitesi, gerekse dışarıdan bulabileceği parasız oyuncuların kalitesi ile bunu yapamayacağını biliyor. Sistemini geride bekleyen, orta sahada çok koşup, pres yapan, kaptığı topları yana değil dikine ve uzun oynayabilen oyunculardan kuracaktır. Yeni sezonda Sergen’in en büyük silahı hızlı oynamaya çalışmak ve duran top organizasyonları olacaktır. Kısacası iyi ve baskılı oyundan çok, sonuç odaklı bir Beşiktaş seyretme ihtimalimiz çok yüksek.

Şuan orta sahasında golcü özellikleri olan, araya sürpriz koşular gerçekleştirebilen, sakatlığını atlatmış bir Dorukhan, yeteneklerini yıllardır gösteremeyen, Hollanda’dan nasıl döneceği belli olmayan Oğuzhan, Necip, Atiba ve Ljajic var. Bunların arasına bulabilirse, şut ve dik oynama özelliği olan bir orta saha yerleştirmek istiyor. Orta sahadaki bu 8 numara enflasyonunda, bir de Fatih Aksoy’u takımda tutmak istemeyişi çok normal. Fatih Aksoy’un yerine, ihtiyacı olduğu stoper pozisyonuna teknik kapasitesi yüksek, hızlı, dikine uzun paslar atabilen ve aynı zamanda, duran toplarda gol şansıda olan Alanya’lı Wellington’ı istemesinden doğal ne olabilir? Alanya’nın da Fatih Aksoy ile Wellington’un takasına sıcak baktığı ve imzaların an meselesi olduğu söyleniyor. Beşiktaş ‘ın ihtiyacı olan bir pozisyona, bonservis bedeli ödemeden, Sergen’in oynatmak istediği sisteme uygun bir stoper alması, Sergen’i biraz olsun rahatlatacaktır.

Tabi ki bu oynatmak istediği sistemde, beklerin de çok önemli bir rolü olacak. Bu beklerin hızlı, atletik ve defansif özellikleri iyi olan bekler olması, Sergen’in olmazsa, olmazlarından. Zaten bu siteden yaklaşık 1 ay önce duyurduğumuz ve geçtiğimiz haftalarda resmiyet kazanan Alanya’lı N’Sakala’nın transferi bunu doğrular nitelikte. Aynı özellikleri olan bir sağ bek arayışları da mevcut. Gökhan Gönül’ün takımdan ayrılmasından sonra, muhakkak atletik bir sağ bek gerekli olacak. Sergen, bu yıl Ljajic’ten farklı şekilde yararlanabilmenin de planlarını yaparken, oyuncunun yüksek maliyetine takıldı. Bakalım Ljajic elden çıkarılabilecek mi? Ya da maaşında indirim yapacak mı? İlerleyen zamanlarda göreceğiz. Ancak Ljajic ve Vida gibi eski Yugoslavya kökenli oyuncuların maaşlarında indirime gideceklerini sanmıyorum. Bu yüksek maaşlarını da, herhangi bir Avrupa kulübünden alamayacaklarını kendileri de bildiğinden, zorluk çıkaracaklardır. Diğer oyuncular çok daha az paraya oynarken, bu oyuncuların yüksek maaşlarının takım içinde huzursuzluk yaratması da cabası. Beşiktaş eğer bu oyuncuları bu şekilde elden çıkaramazsa ki öyle gözüküyor. O zaman kiralık olarak başka bir takıma göndermesi ve maaşlarının bir kısmını da karşılaması en akılcı çözüm gibi duruyor. Zira zararın neresinden dönülürse kardır. Zamanın kısıtlı olmasından dolayı, bu sorunların bir an önce halledilmesi gerekmektedir.

Artık ligimiz 40 hafta oynanacak. Ayrıca Şampiyonlar Ligi ön elemesi ve Kupa maçlarını da sayarsak, yakında yoğun bir maç trafiği içine gireceğiz. Bu nedenle Sergen’in rotasyonda kullanabileceği geniş bir kadroya ihtiyacı var. Olmasına var da, bu kadar oyuncuya Federasyonun belirlediği bütçe içerisinde ödeme yapılabilecek mi? O da soru işareti.

Parasızlık ve Sergen’in muhtemel oynatacağı sistem, bizden kiralık olarak, Belçika kulübüne giden ve orada iyi oynayan Larin’i akla getiriyor. Sergen, piyot tipi, kaleyi arkasına alıp, oynayabilecek, servis yapabilen santraforlara oldum olası bayılır. Topu alıp giden, topu önüne bekleyen forvet tiplerini pek sevmez. Çünkü takım sıkıştığında, ileri atılacak uzun topları indirip, takımın gelmesini bekleyen, gerektiğinde faul alabilen ve takımı rahatlatabilen oyuncular ister. Belçika’da üzerine bir şeyler katmış iyi ve güçlü bir Larin’den yaralanabileceğini düşünüyorum. Bu yüzden Larin’i kampa götürüp, denemek istediği, gelen bilgiler arasında. Şuan içinde bulunduğumuz durumda, Sergen’in istediği tarzda, bonservisi elinde, yüksek maaş beklentisi olmayan, bir santrafor bulmak imkansıza yakın. Diyelim, böyle bir santrafor bulundu. Yine de Larin, Beşiktaş rotasyonunda iyi bir alternatif olabilir.

Bu iş, İtalyan işi ve dediğim gibi parasızlıktan dolayı, eldeki kısıtlı malzemeler ile yoktan var edilecek. Bu nedenle umduğumuzu değil, bulduğumuzu yiyeceğiz. Çok lezzet beklentisine girmemek lazım, yenebilir olsun, karnımız doysun yeterli.

Bu yönetimin geldiğinden beri yaptığı en akıllı ve olumlu iş, taraftarın ısrarla istediği Sergen’i takımın başına getirmek oldu. Zira Sergen’i getirmekle ne kadar büyük bir iş yaptıklarını ve takımı 13.sıradan nasıl 3.sıraya çıkardıklarını Sn.Başkan ballandıra, ballandıra anlatıyor. Bu parasızlıkta ve bu şartlarda 3.olup, Avrupa’ya gitmek gerçekten başarıdır. Ancak Pandemi sürecinden dolayı, kimse nasıl bir lig yaşadığını anlamadı. Ezeli rakiplerimiz gelecek sezon bu kadar kötü olmayacaklardır. Mevcut durumumuzu ve yönetimde yeterli para olmadığını Uganda ‘da ki futbolseverler bile öğrendi artık. Ancak ne yapıp, edilip, bir kaynak yaratılması, Avrupa’ya turistik ziyarete gitmemek, Şampiyonlar Ligi Ön elemesini geçip, gruplara katılmak, orada puanlar kazanıp, kulübe getiri sağlamak için, takıma Sergen’in isteyeceği en azından 2 çok kaliteli oyuncu transfer edilmesi şarttır. Bu yapılabilsin ki, Sergen’de menüsüne pizza ve makarnadan başka yemekler koyabilsin.

Çünkü devamlı hamur işi, midelerimize oturup, hem bizleri, hem de elinizdeki tek malzeme olan Sergen’i aşırı şişirip, çok rahatsız edebilir.

Sizin Yönetim olarak daha çok Fransız işine hakim olduğunuz görünüyor. Ama, bu İtalyan işi tam da size göre ve inanın hastası olacaksınız.

Tabi bizler hasta olmazsak..

Kerem EYMÜR / GundemBesiktas.com

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.