Kaza travması ve çözüm

Beyza Ceren Koç, GundemBesiktas.com okuyucuları için yazdı.

Kaza travması ve çözüm
A+
A-
21 Nisan 2021 19:51

Her ne olduysa milli aranın başlaması ve bitmesi ile oldu. Peki temel sorun ne? Futbolcular emek mi vermiyor? Sergen Yalçın mı hatalı? Disiplinsizlik mi var? Temel sorun mevcut durumumuzda hiçbiri değil. Beşiktaş ne zaman defansif bir oyun sergilese negatif olarak geri dönüş yapar. Beşiktaş hücumcu bir takım. Öyle de olmalı. Elinde bulunan üç forvetinden ikisi sakat, biri ise aslen kanat oyuncusu çıkarsa ve üstüne üstlük altyapında oyuna sürebileceğin bir forvetin olmazsa Umut Nayir gibi yanlış şekilde gönderilen oyuncuların yokluğu elbet aranacak.

Disiplin, emek ve inanç maddelerinin yanında şu an için yapılacak iki tercih var bence. Birincisi, Larin’e forvet olduğu ve pozisyonun ayağına gelmesini beklemesinden ziyade onun pozisyon bulmak için çaba sarf etmesi gerektiği hatırlatılır. (Larin için kahraman olmanın tam fırsatı denese.)

İkincisi, altyapıdan bir oyuncu yoksa Larin’in üzerindeki baskıyı azaltacak bir başka forvet hedefi bulunur ya da oluşturulur. Ne demek oluşturulur? Kulağa belki saçma geliyor ama bir o kadar çılgınca ve acilinden bir çözüm. Sergen Yalçın geldiği günden itibaren resmen bir diğer deyişle ‘’Çöp kadrodan’’ orkestra kurdu. Oyuncular farklı mevkilerde de iyi olabildiklerini fark etti , gösterdi. Ufak denemeler ile çeşitli oyuncular yine gözlemlenebilir.

Şu an orta sahada da sakatlarımız mevcut. Oluşturulacak forvetin orta saha dengesini bozmadan dahil olması gerek. Bu isim belki Welinton, Necip olur. Belki Gökhan Töre olur. Bunu ancak deneyerek görebilirsin. Maksat Larin’in üzerindeki forvet baskısını bir başka tarafa çekip gizli forvet rolünü ortaya çıkarmak. Ama tüm bunlarla zaman kaybetmeye değer mi orasını bilemem… Larin kendine gelmediği sürece –ki daha fazla vakti yok- denemeye değer bir hal alacak olsa gerek.

Tamamen inançlı olmanın kimseye bir faydası yok bu süreçte. İnanç ile düzelebileceği düşüncesinin aksine, şampiyonluk yolunda daha garanti bir başarı istiyorsan teknik problemleri göz ardı etmemelisin. Sırf umut edip bekleyemezsin. Harekete geçmek gerekir. Aynı şey –inanmamak- kalıbında da geçerli.

‘’Şampiyonluk gitti.’’ ya da ‘’Bu oyuncular ruhsuz!’’ tarzı kalıplar da hiçbir faydaya yaramaz. Aksine algıyı güçlendirir. Eğer sen şampiyonluk yolunda ilerliyorsan bu yolun kolay olmayacağını, Beşiktaş’ın geçmişinin fedalarla dolu olduğunu aklından çıkarmayacak ve ona göre düşüneceksin. Olması gereken budur. Sadece taraftar görüşünün aksine futbolcunun da penceresinden bakmazsan doğru analiz edemezsin. Kolay bir durum değil 2-3 gün arayla en kilit takım arkadaşların sakatken maç yapmak. Doğru dürüst oyuna girecek bir yedeğin bile yok ve tüm yük birkaç futbolcunun üzerinde. Bir de bunun antrenman kısmı var tabii. Boş durmuyor kimse.

Futbol böyle bir şey. Saha içerisinde 1 dakikanın garantisi yok. 1 dakikada rezil de olabilirsin vezir de. O 1 dakikada futbol hayatın bitedebilir, başlayadabilir. Sadece 30 saniye içerisinde gerçekleşen bir hakem hatası senin şampiyonluğunu elinden alabilir. Bu futbol! Garantisi yok. Hem Beşiktaş için hem de rakip takımlar için hiçbir garantisi yok. Ki defalarca bunun örneklerine şahit olduk. Şimdi yadırgamanın hiç sırası değil o yüzden.

Futbolda temel oyuncular forvet ve kalecidir. Elbette diğer oyuncular da olmazsa olmaz. Fakat bu iki mevkiin kötü olursa işini bir nevi şansa bırakmış sayılırsın. O yüzden acil çözüm forvet diyorum. Tüm bu taktiksel planlamalar, eldeki kadroyla olan hazırlıklar yapıldıktan sonra bize de inanmak fakat ciddiyeti ve şüpheyi elden bırakmamak düşer! Sergen Hoca eminiz ki yine mevcut durumdaki kadrosuyla en iyi olanı yapmaya çalışacaktır. O çok daha iyi bilir. Taraftarların bakış açısıyla onun bizzat gördüğü açı bir değil neticede. Sergen Yalçın’a ek olarak yönetimin de kendi imkan ve pozisyonuyla destek çıkması gerektiği, onun da etkili bir şeyler üretmesi gerektiği de ayrı bir detay tabii…

Bu yol da sorumlu kişi ne Sergen Yalçın ne de emek vermemek. Bu yolda istenmeyen ve beklenmeyen kazalar meydana geldi. Şimdiyse o kaza travmasından uzaklaşmak için mücadele veriliyor. Arkadaşlarınızla beraber çok önemli bir toplantıya giderken kaza geçirdiğinizi ve arkadaşlarınızın yoğun bakıma alındığını düşünün. Üstelik birer birer yoğun bakıma giriyorlar. Moraliniz, psikolojiniz nasıl olurdu? Kendinizi güvende hissedebilir miydiniz? Ya da arkadaşlarınızla beraber sunacağınız o çok önemli toplantıda eksik arkadaşlarınızın konusunu anlatmak için çalışırken tedirgin olmaz mıydınız? Bocalamaz mıydınız? Üstelik bu kadar kısa bir süre zarfında. Bence çoğu insanın psikolojisi pek de düzgün olamazdı. Kaldı ki şimdi bir toplantıda yok. Uzun uğraşlar sonucu elde edilen, uğrunda harcamalar yapılan bir şampiyonluk var. Çok çok daha önemli. Çok çok psikoloji yıpratıcı.

Taktik, teknik, beyin fırtınası, azim, inanç ve hırs ile hiçbir kurum ve kuruluşun Beşiktaş’ın ayağını kaydırmak için yaptığı işlere, algılara itibar etmeden önümüzdeki maçlara bakma zamanı.

Beyza Ceren KOÇ

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.