Şike iftirası tutmadı!

GundemBesiktas.com yazarı Faik Doğan’ın yazısı.

Şike iftirası tutmadı!
A+
A-
8 Şubat 2020 10:57

Süper Lig tarihinde bugüne kadar 61 sezon oynandı. Bu sene 62. Sezon oynanıyor. Geride kalan 61 sezondan bazıları özel bir nedenle herkes tarafından hatırlanır. Mesela 1986-1987 sezonu! O sezon “Tofaş” sezonudur. Herkes bilir..!

Beşiktaş o sezon Galatasaray ile çekişmektedir.. Son haftalara girildiğinde Beşiktaş iki maç ile şampiyonluğu kaybeder. Bunlar Denizlispor ve Malatyaspor’dır. Bu maçların özelliği ise bu maçlarda şike ve teşvik primleri havada uçuşmuştur. Hatta o dönem gönderilen paranın büyüklüğünü anlatmak için teşvik primini alanlar yıllar sonra “Tofaş parası” demiştir. Anlayacağınız şike ve teşvik olayı itiraf dahi edilmiştir.

Çok değil 5 sezon sonra yani 1992-1993 sezonu da meşhur “Ankaragücü ve Zalad” sezonu olarak adlandırılmıştır. Yine son haftaya girildiğinde Galatasaray, Ankaragücü’nü 8-0 yenmiştir. Tesadüf bu ya +8 gol averajı ile de şampiyon olmuştur. O dönem Ankaragücü kalecisi Zalad’ın bu maçtan sonra 80 bin dolar aldığı iddia edilmişti.Zaten kendisi de maç sonu pılını pırtısını toplayıp kaçtı ve yıllarca ortada görünmedi!

Yine hatırlayanlar bilir.. O son hafta Galatasaray yönetici Adnan Polat gazete manşetleri ile Beşiktaş’a leke çalmaya çalışmış ve Beşiktaş’ın Gençlerbirliği maçında şike yapacağı iftirasını atmıştı. Yıllar sonra Adnan Polat bir televizyon programında “Galatasaray’ın şike yapmadığına kefil olur musunuz?” sorusuna “Hayır olamam” diye yanıt vermişti!

Hatırlayanlar bilir… Beşiktaş’ın rahmetli onursal başkanı Süleyman Seba Ankaragücü’nü 8-0 yenen Galatasaray’ın şampiyon olması sonrası Beşiktaş’ın kazandığı kupalarla poz verip “Beşiktaş’ta bir tek haram kupa yok” demiştir.

Galatasaray’ın şampiyon olduğu bu sezonlar için hiçbir teşvik ve şike soruşturması yapılmadı! Oysa yukarıda da dediğim gibi ortada hem itiraflar hem de kaçak bir kaleci vardı!

Yine 1996-1997 sezonuda Vahap Beyaz-Ahmet Çakar” sezonu olarak bilinir. Hani Metin Tokat’ın Van’da Sergen’in kullandığı frikikte Vanspor’lu futbolcunun voleybolcu misali topa smaç vurduğu, şimdilerde FETÖ’den kaçak olup “Okyanus ötesinde” yaşayan Arif Erdem’in 2-2 giden maçta 90+6’de kendisini yere atıp Vahap Beyaz’ın da penaltı uydurduğu, ertesi hafta da Ahmet Çakar’ın Beşiktaş-Galatasaray maçında yine bugün FETÖ’den kaçak olup “Okyanus ötesi”nde yaşayan Hakan Şükür’ün kendisini yere atmasına penaltı çaldığı ve Galatasaray’ı şampiyon yaptığı sezon!

Elbette bu sezona da soruşturma açılmadı!

Yıllar sonra yaşanacak olan Cem Papila olayını ve 2003-2004’de giden şampiyonluğa değinmeye bile gerek yoktur sanırım!

Bazılarınız bunları neden anlattığımı sorabilir..

Bunları anlatıyorum çünkü bu kadar yaşanan olaya soruşturma dahi açmayanlar 2011’de bir anda Beşiktaş’a kara leke sürmeye çalıştı.

O sene Türkiye Kupası’nda finale çıkan Beşiktaş, finalde o zaman ki adı ile İstanbul Büyükşehir Belediye karşılaşmış ve normal süresi 2-2 biten maçta uzatmalarda da gol olmayınca penaltılarda rakibine 4-3 ile üstünlük sağlamıştı.

Maçın en iyi oynayan oyuncularından biri olan İbrahim Akın, İskerder Alın’ın düşürülmesi ile kazanılan penaltıyı golle sonuçlandırmıştı.

Sezon bittikten iki ay sonra 3 Temmuz’da patlak veren şike operasyonları futbol dünyasına bomba gibi düştü. Bu operasyonun etkisi geçmeden bu defa gazete manşetleri Beşiktaş yönetici Serdal Adalı, Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ve Beşiktaş görevlisi Ahmet Ateş’i yazmaya başladı.

14 Temmuz’da ise Beşiktaş UEFA Avrupa Ligi’nde oynayacağı maçlar dolayısı ile erken başladığı kampta bulunan bu üç ismi savcılık ifade için çağırdı. Aynı gün Beşiktaş’lı bu üç isme tutuklama kararı çıktı.

Beşiktaş ile ilgili şike suçlamasının temelinde ise Beşiktaş’ın oynadığı kupa finalinde Beşiktaş’a gol atan İbrahim Akın ve penaltıyı kazandıran İskender Alın yer aldı! Ne hikmetse Beşiktaş’lı bu üç isim bu iki futbolcuya kötü oynaması için transfer teklifinde bulunulduğu, Serdal Adalı’nın ise at teklif ettiği iddia edilmişti! Herkes şaşkındı!

O günlerde futbola ilk kez “transfer şikesi” tabiri girdi! Bu suçlamayı da kimse anlamadı! Zira futbolda böyle bir şike tabiri hiç olmamıştı. Daha sonra da olmayacaktı!

Beşiktaş’ın onursal Başkanı rahmetli Süleyman Seba’da o günlerde konu ile ilgili “Ben yaparım, Tayfur yapmaz” diyerek Beşiktaş’ta haram kupa olmayacağını ilan etmişti. Elbette Beşiktaş’ın başta Çarşı’sı ve bir kesim “Kupayı iade edin çağrıları yapmıştı”

Benim gibi azınlık ise “Beşiktaş’ın şike yapmayacağını, bunun bir iftira olduğunu ve kupanında iade edilmemesi gerektiğini” savunmuştu ama azınlık olunduğumuzdan kimse dinlememişti! Beşiktaş Başkanı’da gelen bu “iade et” çağrılarına uymuş ve “Kupayı iade ediyoruz” açıklamasında bulunmuştu.

Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş haksız yere aylarca tutuklu kaldı. En ağır suçlamalara maruz kaldı! Hele Beşiktaş bu yüzden bir sene Avrupa kupalarına katılamadı! Maddi manevi bir çok kayba uğradı!

Önceki gün ise yargı bu üç isim için beraat kararı verdi. Beraat kararı verirken de “Şike yapmamışlardır” dedi!

8 sene sonra gelen adalet geçte olsa Beşiktaş’a sürülmek istenen lekeyi alıp çöpe attı!

Bu süreçte meydana gelen maddi ve manevi kayıplar telafi edilir mi bilinmez ancak
27 yıl önce Rahmetli Onursal Başkanımız Süleyman Seba’nın dediği gibi “Beşiktaş’ta tek haram kupa yoktur” gerçeği bir kere daha tescillendi!

Ruhun şad olsun Büyük Başkan…

Faik DOĞAN

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.