İçimizdeki virüs

Kerem Eymür, GundemBesiktas.com okurları için yazdı.

İçimizdeki virüs
A+
A-
21 Ekim 2020 20:49

Pandemi belası yani namı değer COVID 19 virüsü ülkemizde görülmeye başladığında, tüm dünya gibi ne olduğumuzu şaşırdık. Ancak özel bir mikroskop ile görülecek kadar küçük bir bakteri dünyayı esir aldı. Her şeyi bildiğini sanan, kibir dolu, egolu insanoğlunun nasıl bu küçük bakteri tarafından esir alındığına hepimiz şahit olduk ve maalesef bir süre daha şahit olacağız. Bu illet hastalığın belirtileri arasında en çok görülenlerden biri, kişilerin tat ve koku duygularını kaybetmeleri oldu.

Beşiktaş taraftarı, Covid 19 dan çok önce tat ve koku duyularını zaten kaybetmişti. Bu durum haliyle Beşiktaş taraftarını, acaba daha önce mi bu virüse yakalandık sorularıyla baş başa bıraktı. Beşiktaş taraftarı için Beşiktaş hayatın tam da kendisidir. Beşiktaş’tan tat almazlarsa, hayata küser ve hiçbir şeyden tat ve haz alamazlar.

Beşiktaşlılar, tüm dünyada ki insanlar gibi Covid 19 ile mücadele etmek dışında , bir de Beşiktaş’ın içine girip, Beşiktaş camiasının kanını emmeye devam eden ve maalesef kimsenin adını koyamadığı bir çeşit virüs ile de uğraşıyor. Bu virüsün Covid 19 gibi gözle görünemeyen bir virüs olmadığı bilinse bile, pek çok kişi tarafından görmemezlikten geliniyor.

Virüsle mücadele etmek için, önce o virüsün adının konulması, hangi yollardan bulaştığının bilinmesi ve ondan sonra da alınacak önlemlerin sıralanması gerekir. Ancak bunlar bilindikten sonra aşı çalışmalarına geçilir.

Beşiktaş taraftarı Beşiktaş’a alınan çoğu kalitesiz oyunculardan, Beşiktaş’ın oynadığı oyundan, kısacası hiçbir şeyden tat alamıyor. Eskiden şampiyonluk ve başarı kokusu alırlardı. Maalesef Beşiktaş’ın içindeki bu adı konulamayan virüs, koku duyularını da ellerinden aldı.

Bu virüsün merkezinde yer alan Beşiktaş yönetiminde her gün virüsün farklı sempdomları ile karşılaşmaktayız. Bu sempdomlar beynimize hücum ederek, akıl sağlığımızı da tehlikeye atmaktadır.

Sn.Dernek Başkanımız Basın toplantısında şimdiye kadar 8 milyon Euro tasarruf yaptıklarını söyleyip, bir de bizlere ocak ayında santrafor alma müjdesi verdiler. Şakamı yapıyor acaba diye surat ifadesine baktım. Gayet ciddi görünüyordu. Ayrıca kendisine yapılan eleştirileri de haksız bulduğunu ifade etti.

Sn.Çebi’yi her seyrettiğimde üzerime inanılmaz bir ağırlık çöküyor. Yine öyle oldu ve oturduğum koltukta içim geçmiş. Rüya bile görmeye başladım. Rüyamda UEFA başkanını elinde bir şırınga ile gördüm. Fonda Şampiyonlar Ligi müziği ve yanında bir sürü Euro vardı. “Sn.Çebi gelin, sizi kurtaracak Şampiyonlar Ligi aşısı burada, aşınızı olun, şu Euroları da alın gidin “ diye bağırıyordu. Sn. Çebi ise o aşının çok pahalı olduğunu, bu yüzden aşıya verecek parasının olmadığını, maske takmanın da bir çözüm getirdiğini, ayrıca maskeleri çok ucuza alarak, tasarruf yaptığını anlatıp, UEFA Başkanına nanik işareti yapıyordu. Arka planda Akbaba kostümü giymiş, ellerinde Katar bayraklı bir grup, ellerini ovuşturarak bekliyordu. Çığlık atarak bu kabustan uyandım. Program hala devam ediyordu.

Virüsün başka bir türü olan rayting virüsünden muzdarip saygı değer basınımızın, rayting virüsünün en belirgin belirtisi olan, kimse ile kötü olmama, suya sabuna dokunmama, ne şiş yansın ne kebap ve dostlar alışverişte görsün sempdomlarından ötürü, net soru soramama sıkıntısında olduklarını görüp, daha fazla kendimi hasta etmemek adına televizyonu kapattım.

Halbuki basınımız rayting virüsü ile boğuşmasaydı, ben eminim ki, “ Sn.Çebi 8 milyon Euro tasarruf ettiğinizi söylüyorsunuz. Takımınızın durumu ortada. En başından bu 8 milyonu harcayıp, şu takıma 3-4 çok kaliteli nokta transferler yapsaydınız, Paok ve Krasnodar gibi 3.sınıf takımları eleyerek Şampiyonlar Ligine kalsaydınız, oradan gelecek yüklü ayak bastı parasını alıp, milyonlarca Euro’yu bütçeye ekleseydiniz nasıl olurdu? Şeklinde bir soru sorarlardı.

Sizi bilmem ama bende bu tip kabuslar çok sık olmaya başladı. Bu adı konulamayan virüs galiba bende şiddetini bayağı gösteriyor.

Aslında bu kadar virüs, bir tek virüs çatısı altında toplanıyor. Maalesef uzun yıllardır, toplum olarak buna çare üretemedik. Halbuki aşısı da bulundu. Nedir mi?

Cehalet Virüsü ve onun en büyük düşmanı eğitim aşısı.

Kerem EYMÜR

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.