Yaşamın yansıması ”Futbol”

Kerem Eymür, GundemBesiktas.com okurları için yazdı.

Yaşamın yansıması ”Futbol”
A+
A-
4 Ağustos 2020 14:33

Hayat gerçekten çok garip. Şöyle geçmişe dalıp, gidince bunu daha da iyi anlıyor insan. Futbol yaşamın tam da kendisi aslında. Futboldan konuştuğumuz zaman, aslında yaşamdan konuşuruz. Genelde de bunun farkına varmayız. Ama çoğumuz “Futbol basit bir oyundur. Futbolu zor kılan bu basitliğidir.” deriz ama hayatımızı basit olarak yaşamayız. Beklentilerimiz hep büyüktür. Takım oyunundan çok bireyselliğe önem veririz. Herkesin mümkünse her şeyi yapabilmesini tercih ederiz. Herkesin görevini layıkıyla yaptığı, kimsenin işine burnunu sokmadığı, kısacası iş güzarlık yapmadığı, takım oyunlarını sevmeyiz. Çünkü millet olarak, karışmadan duramayız. Yönetim olarak, sadece bildiği işi iyi yapan kişileri, göreve getirip, o kişileri bir ahenk içerisinde birleştirip, bir takıma dönüştürmeyi seçmek yerine, birden fazla işi bir kişiye yüklemeyi, herkese yetki vererek bir karmaşa ve kaos yaratmayı daha çok severiz. Bu işin kolayıdır. Bir kişiye her şeyi yükle, o kişi başarılı olursa, biz getirdik, bu bizim başarımız diye övün. Başarısız olursa, da, biz ona her istediğini verdik. Ancak işi batırdı diye, o kişiyi yerden yere vur.

Şuan bizim yönetim anlayışımız tam da bu doğrultuda. Taraftarın ısrarla istediği Sergen’i takımın başına getirip, tüm camianın sorumluluğunu tek adamın üstüne yıktılar. Tüm camianın sorumluluğu ve beklentisi, bir adamın üzerine kurulursa, bu o kişi de büyük bir baskıya yol açar ve bu baskı o kişinin hata yapmasını kolaylaştırır. Allah’tan Sergen çok geniş ve rahat bir adam da, şimdilik bunun altından kalkabiliyor. Umarım önümüzde ki sezon yaşayacağımız yoğun maç trafiğinde de bu böyle devam eder. Zira Sergen başarısız olur, basın, camia Sergen’in üstüne fazlasıyla gelir ve Sergen sezon ortasında benden bu kadar deyip, bırakırsa, bu yönetimin ne yapacağını çok merak ediyorum. Taraftarı suçlayıp, “Siz istediniz biz de getirdik daha ne yapalım? “ derler mi ? Doğrusu bilemiyorum.

Siz yönetim olarak, iş güçlerini birleştirip, takım olgusu kuramıyor, tek adama tüm sorumluluğu bırakıyorsanız, o zaman sizin Sportif Direktöre ihtiyacınız olamaz. Bu gösterişten başka bir şey değildir. Bu kişilerin yetkileri sadece kağıt üzerinde kalır, bu kişilerde iş güzarlık yaparak başta güvendiğiniz ve her şeyi üzerine yıkıp, başarı beklediğiniz, elinizde ki tek malzeme olan Sergen’i ve dolayısıyla tüm camiayı rahatsız eder.” Biz kurumsalız, diğer takımlar gibi görev dağılımımız var” diyerek, sırf görüntü yaratmak için, geçmişlerinde hiçbir başarısı olmayan, bilgisiz, kişilere yetki verilmez.

Dünya futbolunda ki gelişmiş takımlar, önce kadro yapılarını ve görev şemalarını kurar. Kısa ve uzun vade de planları olan, başarılarını kanıtlamış, dünya futbol piyasasını ve görev yapacağı ligi iyi bilen bir Sportif Direktör ve onun getireceği ekiple anlaşılır. O ekipte, yönetime daha önce sunduğu plan ve programları, belirlenen bütçe içerisinde uygular. İlk olarak da, anlaşabileceği, plan ve programları ile uyum sağlayan bir teknik heyetle anlaşır. Bu teknik heyetle birlikte bir takım kurar.

Önce Teknik Heyet getirilip, her şey ona yüklenip, onun üzerine de Sportif Direktör getirilmez. Getirilirse, orada kaos oluşur. “Biz sadece görüntü olsun, sportif direktörünüz var mı ? Dediklerinde var tabi olmaz mı? “ Demek için birini getirirseniz. O kişi yetkisiz, tabir yerindeyse kukla bir Sportif Direktör olacağı gibi, ortalığı da karıştırabilir.
Daha önceki görev yaptığı takımlarda başarılara ulaşmış, planı ve programı olan, aklı başında hiçbir Sportif Direktör de yetkisiz kuklalığı zaten kabul etmez. Bu şartlarda Beşiktaş’ta bu görevi kabul eden kişinin, yönetime ispiyonculuk yapıp, cv sine Beşiktaş Sportif Direktörlüğünü ekleyip, para kazanmaktan başka bir derdi olamaz. Bu kişi ya da kişiler, büyük ihtimalle birilerinin adamı olur.

Yönetimin şuan böyle beyhude işlerle harcayacak vakti olamaz. Mevcut durum herkesin malumu. Şuan zaten Beşiktaş’ın uzun vade de bir plan yapma lüksü yok. Yönetimin tek yapacağı iş, Sergen’in futbol zekasına ve camia içerisindeki kredisine güvenip, Sergen’in istediği şeylerin maksimumunu ona sağlayabilmek adına kaynak yaratmak ve ne olacağını oturup, izlemek.

Sergen başarılı olursa, yönetimin yapacağı en önemli şey, gerek Şampiyonlar Ligi, gerek ligimizden, gerek parlatılıp, satılan oyunculardan gelen paraların, çarçur edilmeden borçlara aktarılmasıdır. Şayet ortada bir başarı oluşursa, Yönetimin görevi, bu başarılı mevcut düzeni bir anda yıkmadan, kulüp içerisinde düzgün bir görev dağılımı ve yapı kurulmasını sağlamak, daha sonra planı, programı olan, başarısını kanıtlamış bir Sportif Direktör ile anlaşma sağlamak olmalıdır. Şuan ki mevcut durumumuz, bilgisi olmayanlara yetki vermek değil, bilgisi olanların yetkilerini çoğaltmaktır.

Çok sevdiğimiz Slaven Biliç ülkemizde ki futbolu şu kelimelerle özetlemişti. “Türkiye’de yetkisi olanların bilgisi, bilgisi olanlarında yetkisi yok”
Biliç’in söylediği aslında bizim Türkiye olarak yaşantımızdı.
Futbol sadece onun yansıması..

Kerem EYMÜR

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.